Amenore (adet görememe)
Adet görmeme sorunu toplumuzda pek çok kadının ortak sorunu. Söz konusu rahatsızlık hormonal olabileceği gibi, strese bağlı da ortaya çıkabilir. Kesin bir teşhisin konabilmesi için mutlaka bir uzmana başvurup gerekli testlerin yaptırılması gerekir. Kısaca amenore sorununu açıklamak gerekirse, adet görememek ikiye ayrılır.
Primer ve sekonder amenore
Bir kız çocuğu 14 yaşına geldiği halde göğüs ve tüylenme belirtiler henüz başlamamışsa ve adet görmemişse primer amenoreden söz edilir. Ancak göğüs gelişimi ve tüylenme başlamışsa primer amenore teşhisi koymak yaş sınırı 16’dır. Sekonder amenore ise daha önce adet görmüş bir kadının 3 ay süreyle adetlerinin kesilmesidir.
Hipotalamus (beyinde talamusun altında bulunan ve üçüncü ventrikülün tabanını oluşturan önbeyin bölgesidir), hipofiz, over (yumurtalık) ve uterus (rahim) düzenli adet gören bir kadında tamamen normal çalışır. Beyinde bulunan hipotalamus ve hipofiz FSH ve LH hormonları aracılıyla yumurtalıkları uyarır. Bu sayede uyarılan yumurtalıklar östrojen ve progesteron hormonu salgılar. Östrojen ve progesteron hormonu da rahim iç tabakasını yani endometriyumu uyararak adet kanamalarının oluşmasını sağlar. Normal ve her ay düzenli bir adet kanamasının oluşması için bu organlar arasındaki ardışık mekanizma gereklidir. Mekanizma herhangi bir aşamada bozulduğunda adet görememe ya da adet düzensizliği oluşur. Ayrıca bu mekanizmaların dışında adet kanamasının olabilmesi için kanın akış yolunda (rahim ağzında, vajinada, kızlık zarında) herhangi bir nedenle tıkanıklık olmaması gerekir.
Primer amenore nedenleri:
– Hipotalamus ve hipofize ait patolojiler, tümörler
– İmperfore Hymen (Kızlık zarında açıklık olmaması)
– Turner sendromu
– Yapısal gelişme gecikmesi
– Galaktozemi
– İmperfore himen (Kızlık zarında hiç açıklık olmaması)
– Transvers vajinal septum (Vajinada perde olması)
– Vajina, serviks (rahim ağzı) veya rahmin doğuştan gelişmemiş olması
Sekonder amenore nedenleri:
– Fizyolojik: Gebelik, korpus luteum kisti, süt verme, menopoz
– Hipotalamus
– Hipofiz aksının baskılanmasına bağlı
– Doğum kontrol hapı alımı sonrası amenore
– Stres, depresyon
– Kilo kaybı, aşırı zayıflık, iyi beslenememe
– Hipofiz hastalığı: Hipofizin ablasyonu (alınması), Sheehan sendromu,
– Prolaktinoma (hiperprolaktinemi, süt hormonunun aşırı üretilmesi)
– Kontrol edilmemiş endokrinopatiler: Diyabet, hipotiroidizm ve hipertiroidizm
– Polikistik over hastalığı
– Kemoterapi
– Radyoterapi
– Endometrial Ablasyon (ameliyatla rahim iç dokusunun alınması)
– Rahim içi yapışıklık gelişmesi (Asherman sendromu)
– İlaç tedavisi: Sistemik steroidler, danazol, GnRh Analogları
– Prematür ovaryen yetmezlik, erken menopoz
– Sarkoidoz
– Hiperandrojenemi (Testesteron benzeri erkeklik hormonlarının artması)
Amenore teşhisi:
Teşhis koymak için kullanılan en önemli yöntemler FSH, LH, prolaktin, duruma göre troid hormonları, ultrasonografidir. Şayet beyin içerisinde bir patolojiden şüphelenilmişse CT veya MR incelemeleri gerekebilir. Bazı vakalarda ise HSG (histerosalpingografi), SİS (salin infüzyon sonografi) ya da histeroskopi ile rahim içerisinin gözlenmesi gerekebilir.
Amenore tedavisi nasıl uygulanır:
Gebelik sekonder amenorede en sık görülen nedenlerden biridir. Bundan dolayı öncelikle kadının hamile olup olmadığı araştırılmalı. Kadının hamile olmadığı durumlarda adet görememe nedenine uygun olan tedavi şekli uygulanır. Ancak öncelikle iyi beslenememe, aşırı zayıflık, stres, depresyon, aşırı egzersiz gibi neden varsa bu durumlar düzeltilmeli. Rahim (uterus), rahim ağzı (serviks) ya da vajen gibi organlarla ilgili bir anatomik bozukluk söz konusu ise tedavi bunu düzeltmeye yönelik ameliyat olarak belirlenir. Beyindeki hipofiz bezinde aşırı prolaktin hormonu (süt hormonu) üretimine neden olan bir tümör mevcutsa, tedavi tümörün boyutuna göre ilaç tedavisi veya ameliyat şeklinde yapılır. Yumurtlama bozukluğu (anovulasyon, polikistik over sendromu) gibi nedenlerden oluşan amenore durumlarında tedavi için östrojen ve progesteron hormonu içeren ilaçlar, doğum kontrol hapları kullanılır.