KISIRLIK – Doçent Doktor Melahat Atasever
KISIRLIK

Bir çiftin doğal yolla gebelik elde edememe durumudur. Ancak bir çiftte, kadın ya da erkeğin veya her ikisinin de kısırlığından bahsedilebilmesi için öncelikle belli bir süre boyunca düzenli olarak korumasız cinsel ilişki yaşanması ve bunun sonucunda bir gebelik elde edememiş olmak gerekir. Burada bahsi geçen “düzenli cinsel ilişki” her gün değil, arada bir değil, haftada 2 ya da 3 kez korumasız cinsel ilişkiye girmesidir. 35 yaşın altındakilerin yaklaşık 1 yıl boyunca, 35 yaşın üzerindekilerin ise ortalama 6 ay boyunca düzenli aralıklarla korumasız cinsel ilişkiye girmelerine rağmen gebelik elde edilemiyorsa kısırlık şüphesi ile doktora başvurmak gerekiyor. Bu sürecin sonunda daha fazla beklemek, zaman kaybetmek de önerilmez. Zira üreme yetisi yaşla birlikte azalmakta, sperm ve yumurtaların da hem kalitesi hem de sayısı ilerleyen yaşla birlikte düşmekte, özellikle de 35 yaş bu konuda önemli bir sınır olarak kabul edilmektedir.

İNSİMİNASYON NEDİR

İnseminasyon, diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında kolay sayılan yöntemlerden biridir ve daha çok erkekte hafif bir doğurganlık problemi varsa veya mukus üretiminde veya konizasyondan (dış rahim ağzının koni şeklinde kesidi) sonra bir gariplik görülüyorsa uygulanır. Bu yöntem, olası bir yumurta gelişimi sorununda, ek olarak hormon tedavisi ile veya hormon tedavisi olmadan da uygulanabilir. Yöntemin amacı, hazırlanmış olan yüksek konsantrasyonlu spermleri yumurtanın yakınına getirerek döllenmenin oluşmasını desteklemektir.

Kadının düzenli siklusunda, bir folikülün (yumurta keseciğinin) gelişmesi için yumurtanın olgunlaşması gerektiği düşünülür. Rahim mukozasındaki tipik değişimler ve hormon değişiklikleri, bu gelişme hakkında bilgi verirler. Bir veya iki ultrason testi ve detaylı bir hormon testinden sonra, ovülasyonun ne zaman olacağı çoğunlukla önceden kestirilebilir. Bu ovülasyonun olacağı saptanan günde, inseminasyon (sperm nakli) yapılabilir. Bu her iki taraf için de çok büyük bir kolaylıktır: Çünkü zaman planlaması vücudun kendi ritmine uygundur. Dolayısıyla döllenecek yumurtanın çıkışını daha doğru planlamak mümkün olacaktır. Bu sistem sarı cisimcik (corpus luteum) fazını da otomatik olarak daha iyi hale getirecektir.
Folikül büyüklüğü 18-20 mm’ye ulaştığında, döllenmeye hazır bir yumurtanın yumurtalıktan çıkması için özellikle bir iğne yapılabilir. Yaklaşık 32-36 saat sonra spermler özel bir uygulamadan geçirildikten sonra rahme aktarılabilir (İntra uterin inseminasyonu – İUİ). Böyle bir tedavide, tedavi başına hamile kalma yüzdesi en fazla % 10-15 ’dir.

Klomifen ile uyarım

En kolay stimülasyon yöntemi klomifen sitrat ile olur. Bu madde kısaca CC olarak bilinir. Bu haplar çoğunlukla kadının siklusunun 5. ve 9. günleri arasında günde bir hap olmak kaydıyla toplam 5 gün kullanılır. Sonuç olarak FSH (Folikülstimüle eden Hormon) üretimi artar. Folikül gelişimi (yumurta keseciği) ultrasondan görülebilir veya gerektiğinde kandaki hormon değerleri kontrol edilerek de tespit edilebilir.
Folikül büyüklüğü 18-20 mm’ye ulaştığında, döllenmeye hazır bir yumurtanın yumurtalıktan çıkması için özellikle bir iğne yapılabilir. Yaklaşık 32-36 saat sonra spermler özel bir uygulamadan geçirildikten sonra rahme aktarılabilir (İntra uterin inseminasyonu – İUİ). Böyle bir tedavide, tedavi başına hamile kalma yüzdesi en fazla % 10-15 ’dir.

FSH uyarımı

Klomifen uyarımı şimdiye kadar başarısız olduysa (folikül gelişimi olmadıysa veya kadın gebe kalamamışsa), deri altına günlük FSH (Folikül stimüle edici Hormon) iğnesi vurulabilir. Bu işlem genelde siklusun 3. gününden 11./12. günleri arasında yapılır. FSH’nin direkt vücuda verilmesi genelde olumlu bir etki yaratır, fakat bu durumda sadece klomifen kullanılarak yapılan bir stimülasyona kıyasla birden fazla folikül (yumurta keseciği) gelişmesi çok daha sıklıkla karşılaşılır. Dolayısıyla en azından FSH uyarım tedavisinde bir uzmanın yardımına ihtiyaç vardır.